İnsanları böyle ele geçiriyorlar
Belgrad Ormanları'nda kaybolduktan 4 gün sonra bulunan, ancak hastanede yaşamını yitiren Ece Gürel vakasının çok boyutlu analiz edilmesinde fayda var.
Benim dikkat çekmek istediğim nokta, inanç sistemlerini tartışmalı kılarak, bireylerin aklını karıştıran ritüeller marifetiyle adeta ruhlarını ele geçirmeye çalışanların yaygınlaşması. -Tövbe haşa- adeta kendi çaplarında peygamberliğe soyunan, hatta kendilerini yeni bir din yaratıyormuş gibi gösterip para, mevki ve güç kazanan, lüks otellerde düzenledikleri sözde seminerlere son model otomobillerle gelerek bin bir şaşaa içinde müritlerini (!) etkilemeye çalışan sahte inanç bezirganları ortalıkta cirit atıyor.
Kimi insanları ormanda bağırtıyor, kimi birbirini tanımayan kişileri birbirlerine sarılmaya zorluyor, kimi de astral seyahate inandırıp saf kişilerin bedenlerinden önce akıllarını uçuruyor...
Ece Gürel'in kaybolduğunda İngiltere'deki arkadaşına yazdığı mesajların içindeki bir cümle aslında her şeyin özeti gibiydi: "Kayboldum. Ruhumu geride bıraktım..." Kim bilir aldığı "cadılık" öğretilerinin etkisiyle ruhu nasıl parçalanmış, kalbinin pusulası nasıl şaşmıştı... Babasının söylediğini de dikkatlice not aldım: "Benim kızımı kurban ettiler..."
Ben bunların münferit olaylar olduğu kanısında değilim. Olan biten; insanları inançsız, kimliksiz, milliyetsiz hatta cinsiyetsiz hale getirip, uzaktan kumanda edilebilen robotlara dönüştürme çalışmasından başka bir şey değil.
Kendini boşlukta hisseden bireyleri din ve ahlakın sarıp sarmalayıcı iklimine çekmek ise devletle birlikte herkesin, hepimizin ödevi.
Başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, ilgili tüm kurum ve kuruluşlar, bu gibi insanların kurda kuşa yem olmasını önleyecek projeler geliştirmeli. Çünkü her inanç boşluğunu değerlendirmek için fırsat kollayan şeytanlarla çevrilmiş durumdayız.
23 Nisan çocuğu değiller
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde futbol dünyamızda da kadınlarımıza jestler yapıldı. Trendyol Süperlig'deki bazı maçlarda kadın hakemlere görev verildi.
Yayıncı kuruluş beIN Sports da o gün yayınladığı Trabzonspor - Hatayspor maçında yorumcu olarak mikrofonun başına milli futbolcu ve teknik direktör Bahar Özgüvenç'i oturttu. Ne yalan söyleyeyim, teknik ve taktik bilgisiyle pek çok erkek yorumcudan daha net ve isabetli yorumlar yaptı. Maç sonrası yorum stüdyosunda da Necla Güngör Kıragası vardı.
Kadınlara yapılan bu pozitif ayrımcılık güzel de, bunun için sadece 8 Mart'ları beklemek biraz "samimiyetsizlik" olmuyor mu?
8 Mart'larda kadınlarımıza, emanet makamlara oturtulan "23 Nisan çocuğu" muamelesi yapıldıkça, benim yüreğim acıyor.
Haçlı seferi başladı
Yazıyı 30 Ekim 2023'de bu köşede yazmıştım:
"Kaçınılmaz din savaşı geliyor. Herkes Üçüncü Dünya Savaşı'ndan söz ediyor. Üçüncü Dünya Savaşı başlayamaz, çünkü daha ne Haçlı seferleri, ne Birinci, ne de İkinci Dünya Savaşı bitti. Yani onlara göre hesap daha görülmedi. Bu işin gelip dayanacağı yer, dinler savaşıdır. Şimdiden Gaza'mız mübarek olsun!.."
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun alnına kül ile haç çizerek çıktığı basın toplantısında tüm İslam alemini tehdit edercesine yaptığı konuşma, aylar önce yaptığım uyarının ete kemiğe bürünmüş halidir.
Gaf kürsüsü
Buika ile Volkswagen Arena'da sahne alan Kibariye, ünlü şarkıcıya övgüler yağdırırken; "Kalbi o kadar temiz ki, güzellik hiçbir zaman önemli değil" sözleriyle pot kırdı.
Zap'tiye
Trump, "Parasını ödemeyen ülkeyi korumayız" buyurmuş. Sanırsınız ABD Başkanı değil de, Beyoğlu'nu haraca bağlayan mafya bozuntusu...
Ne demiş?
"İyi sandığınız insanların çoğu, eline fırsat geçmemiş kötülerdir." (Anonim)
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."